****** müzeleri
5 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
****** müzeleri
SELANİK'TE ATATÜRK EVİ
****** bilindiği gibi 1881 yılında Selanik'te doğmuştur. Onun, doğduğu, çocukluk ve gençlik günlerinin bir kısmını geçirdiği, memleketin hür bir idare rejimine kavuşması için arkadaşları ile birlikte karar verdiği tarihi ev bugün (****** Evi) adıyla müze olarak tanzim edilmiş ve ziyarete açılmıştır.
****** Evi bugünkü Selanik'in Aya Dimitriya mahallesinde ve Apostolu Pavlu caddesi üzerinde 75 numaradadır. Bitişiğinde Türk Konsolosluğu vardır.
Selanik'te ****** Evi, arşiv kayıtlarına göre, Selanik'in Koca Kasım Paşa mahallesi, Islahhane caddesi üzerindedir. Ev, bodrumu ile birlikte üç katlı ve bir avlu içerisindedir.
Selanik arşiv belgelerinden edinilen bilgilere göre, şimdi müze olan ****** Evi, 1870 yılından önce Rodoslu müderris Hacı Mehmed tarafından yaptırılmış olup önce İbrahim Zühdü adlı birisine, daha sonra da yine Selanik halkından Abdullah Ağa ve Eşi Ümmü Gülsüm'e satılmıştır. Bu kayıtlardan anlaşıldığına göre Ev, ******'ün babası Ali Rıza efendi tarafından inşa ettirilmemiş, sahiplerinden kiralanmıştır.
******'ün babası Ali Rıza Efendi, bilindiği gibi, bir süre Selanik Evkaf katipliğinde bulunmuş, gümrük memurluğu yapmış, 1876 yılında da Selanik "Asakir-i milliye taburunda birinci mülazım olarak görev almış, daha sonra serbest ticaret hayatına atılmıştır.
Selanik'in tanınmış ailelerinden Sarıgüllü Hacı Sofulardan Feyzullah Ağa'nın kızı Zübeyde Hanım'la 1878 yıllarına doğru evlenen Ali Rıza Efendi Kırmızı Hafız diye şöhret bulan babası Ahmed Efendi'nin (Subaşı) mahallesindeki evinden ayrılarak Koca Kasım Paşa mahallesindeki aslı vakıf olan şimdiki evi sahiplerinden kiralamış eşi ile birlikte bu eve taşınmışlardır. Ev o zamanlar, etrafı yüksek duvarlarla çevrili olup, harem ve selamlığı olan üç katlı tapu kayıtlarına göre ( Bir bab fekani oda ve bir divanhane ve bir tahtessema ve iki bab tahtani oda, bir çeşme bir miktar avlu) klasik, çıkartmalı bir evdi. Dış yüzü sıva üzerine pembe boyalı olup alt pencerelerine emir, üst pencerelerine de ahşap kafesler yapılmıştır. ****** 1881 yılında bu evin ikinci katındaki sol tarafa düşen ocaklı odada doğmuştu. Ali Rıza Efendi'nin 1888 yılında ölümünden sonra, genç yaşında dul kalan Zübeyde Hanım, oğlu küçük Mustafa (******) kızları Naciye ve Makbule, ile biraz da geçim masraflarını hafifletmek üzere, bu pembe evden taşınmışlar, yanındaki daha küçük bir eve nakletmişlerdir. Zaman zaman, çocukları ile birlikte kardeşi Hüseyin Ağa'nın çiftliğine giden Zübeyde Hanım bu sırada ******'ün ifadesiyle, iyi kalpli bir insan olan Ragıp Bey'le, bu küçük evde evlenmişlerdi. ******, babasının sağlığında, kısa bir süre devam ettiği Şemsi efendi mahalle okuluna Pembe evde başlamış, babasının ölümünden sonra, önce Selanik Mülkiye Rüşdiyesi'ne kaybolmuşken, sonra buradan ayrılarak 1893 yılında Selanik Askeri Rüşdiyesi'ne geçmiştir. 1896 yılında Manastır Askeri İdadisi'ne 1899 yılında da İstanbul'daki Harp Okulu'na başladıktan sonra, tatillerinde Selanik'e gelen ****** yine annesi ve kardeşleriyle bu küçük evde oturmuşlardır.
******, 1902 yılında Harp okulunu da bitirmiş, Kurmay sınıfına başlayarak 1905 yılı başlarında Kurmay Yüzbaşı olmuştur. Bu tarihten İkinci Meşrutiyetin ilan edildiği 1908 yılına kadar ******, vatan hizmetinde askerlik görevini yaparken, Şam'da bir kaç fikir arkadaşıyla 1906 da"Vatan ve Hürriyet" adını verdikleri gizli siyasi bir cemiyet kurmuşlardır. Ancak bu cemiyeti asıl Makedonya da faaliyete geçirmek istediğinden bir ara gizlice Selanik'e gitmiş ve orada arkadaşları ile birlikte bu cemiyetin şubesini kurmuştur. İkinci Meşrutiyetin ilanından evvel(1907) Selanik'te görev alan M. Kemal ******, ailesi ile birlikte bu evde oturmuş, birçok siyasi toplantılar bu evde yapılmıştır. Daha sonra Trablusgarp ve Balkan savaşlarının patlak vermesiyle Selanik'ten ayrılan ******'ün bundan sonraki hayatı artık mücadelelerle doludur.
******'ün annesi Zübeyde Hanım'a gelince, o da Selanik'te çok kalmamış, Balkan harbinden sonra birçok Türk aileleri gibi kızı Makbule(Atadan) ile birlikte Selanik'ten göçmüş. İstanbul'a gelerek Beşiktaş-Akaretlerde bir eve yerleşmiş, Milli Mücadele yıllarında da Ankara'ya gelmiştir. Ancak, Ankara'nın iklimi sağlığı için elverişli olmadığından Zaferden sonra İzmir'e gönderilmiş, 1923 yılında orada vefat etmiştir.
Balkan harbinden sonra, Selanik Yumanlıların elinde kalmış o güne kadar ******'ün annesi Zübeyde Hanım'ın oturduğu ev de Lozan antlaşması hükümlerince Yunan Hükümetine intikal etmiştir. Yunan Hükümeti de evi Yunanlı bir aileye satmıştır.
Cumhuriyet'in Onuncu yıl dönümü (29 Ekim 1933) dolayısıyla, Selanik Belediyesi, Türk-Yunan dostluğu ve Balkan Konferansının bir hatırası olarak, ******'ün doğduğu evin çift kanatlı kapısının sağ köşesine mermer bir plaka yerleştirmiştir. Plakanın üzerinde Türkçe, Elence ve Fransızca olarak şu ibare yazılıdır;
(Türk milletinin büyük müceddidi ve Balkan ittihadının müzahiri GAZİ MUSTAFA-KEMAL burada dünyaya gelmiştir. İş bu levha Türkiye Cumhuriyetinin onuncu yıldönümü münasebetiyle konulmuştur. Selanik, 29 Birinciteşrin 1933)
4 Kasım 1933 tarihinde Türkiye'nin Atina Elçisi ve elçilik mensupları Makedonya Genel Valisi, Selanik Belediye Başkanı ve Yunan ileri gelenlerinin katılmasıyla bir tören yapılmış, plaka bu törende yerine konmuştur. Selanik Belediyesi , daha sonra evin, Yunanlı sahibinden satın alarak ******'e hediye edilmesini de kararlaştırmış ev ancak 19 Şubat 1937 de boşaltılabilmiş ve anahtarları Selanik Konsolosluğumuza teslim edilmiştir.
Bu olaydan sonra, ****** Evi, Selanik'teki Türk Konsolosluğu'nun bakımına verilmiş ve evin zemin katında sonradan açılan dükkanlar kaldırılarak eski şekline getirilmiş, sonradan sarıya boyanan ev yine pembe renkle, boyanmış, çatısı aktarılarak onarılmıştır. 1950 yılında daha geniş çapta büyük onarım gören ****** Evi'nin (****** Müzesi) olarak tanzimi düşünülmüş ve bu konuda Dışişleri Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı çalışmalara başlamıştır.
****** Evi'nin tanzim ve teşhiri konusunda fikirlerini almak üzere milli Eğitim Bakanlığınca bazı kişilere baş vurulmuş gerekli eşya İstanbul Dolmabahçe ve Topkapı Saraylarından seçilerek Selanik'e gönderilmiştir. Böylelikle Evin bütün odaları eski şekline göre ayrı ayrı değerlendirilmiş 10 Kasım 1953 günü törenle ziyarete açılmıştır.
Bugün Müze olarak ziyarete açık bulunan Selanik'teki ****** Evi, Selanik Başkonsolosluğumuzun da bulunduğu etrafı duvar parmaklıklarla çevrili bir bahçenin ana caddeye bakan köşesi üzerindedir. Ev üzeri tuğla çatılı, çıkartmalı, eski Türk evleri tipinde ve zemini ile birlikte üç katlıdır. Zemin kat üzerindeki birinci ve ikinci katlar dikdörtgen şeklinde kafesli pencerelerden ışık almaktadır. Eve caddeye açılan çift kanatlı kapısından girilir.
a)Zemin Kat: Kapıdan tuğla döşemeli bir hole girilir. Sağdaki birinci oda, kiler, ikincisi mutfaktır. Kilerde mutfak eşyaları (Bakır kaplar, toprak testiler, çömlekler, balta, havan ve küpler, sandıklar) teşhir edilmektedir. Mutfakta dolap ve raflar vardır. Soldaki birinci oda (Hizmetçi odası), ikinci oda (Merdivenli Sofa) dır. Buradan birinci kata çıkılır.
b)Birinci Kat: Buraya bahçedeki çıkartma taş merdivenle girildiği gibi zemin kattaki merdivenli Sofadan da girilmektedir. Girişte ahşap tavanlı geniş sofa vardır. Sofanın bahçeye bakan atlas perdeli üç penceresi önünde yastık ve işlemeli yaygılarla döşenmiş bir sediri bulunmaktadır. Sofanın orasında yuvarlak ahşap bir masa durmaktadır. Sofanın bahçe girişinde, sağda (Misafir odası) ve bu odadan geçilen küçük bir (Sandık odası) bulunmaktadır. Misafir odası, kadife koltuk ve kanepeler, atlas perde, aynalı komodin, bakır mangal ve sehpalarla döşenmiştir. Duvarda ibrişim işleme bir yazı levhası, bir duvar saati asılıdır.
Soldaki birinci küçük oda (mutfak) tır. Burada ocaklar ve çeşitli mutfak eşyaları yer almaktadır. İkinci oda Yatak odasıdır. Odanın bir köşesinde , çift kişilik demir bir karyola bulunmaktadır. Yatağın baş uçundaki duvarda, gümüş kılaptanlı, kırmızı atlas cüz kasesi içerisinde bir Kur'an-ı Kerim ve bir levha asılı, Levhada Fetih Süresinin ilk ayeti olan (inna fetehnaleke fethan mübina) yazılı. Karyolanın önünde pirinç bir mangal, caddeye, bakan atlas perdeli pencereler boyunca da döşenmiş bir sedir bulunmaktadır.
c)İkinci Kat: Birinci katın sandık odası bitişiğindeki merdivenli sofadan ikinci kata çıkılır. Buradaki sedirli sofa da birinci kat sofasının aynı olup yalnız daha küçüktür. Girişte sağdaki alçı işleme tavanlı oda (çalışma odası) olarak yarılmıştır. ******'ün doğduğu bu odada, ******'ün tunç bir büstü ile, bir yazı masası, pirinç mangal, koltuklar yer almaktadır. Duvarlarda ******'le ilgili levha ve tabaklar asılıdır. Sağdaki (Yatak odası) ****** Müzesi haline getirilmiştir. Vitrinlerde ******'ün kullandığı elbiseler ve şahsi eşyaları görülür. ******'ün hayatına ait fotoğraflarla, okul çağlarına ait belgeler sıralanmış, bir de küçük ****** kitaplığı kurulmuştur. Yatak odasının bitişiğinde tahta parmaklıklı bir teras mevcuttur.
Selanik'teki ****** Evi, 1966 yılında bu kitabın yazarı tarafından yerinde ve yeniden düzenlenmiştir. Son onarımı, düzenleme ve sergilemesi 1981 yılında yapılmıştır.
İSTANBUL - DOLMABAHÇE SARAYINDA ATATÜRK'ÜN ÖLDÜĞÜ ODA
Dolmabahçe Sarayı'nda Muayede Salonundan sonra geçilen ve bu gün (Hususi Daire) adıyla tanınan bölümün denize bakan yönündeki dördüncü oda, ******'ün hayata gözlerin kapadığı tarihi bir oda olarak, bütün eşyasıyla bir müze halindedir. Bu oda, Abdülmecid ve daha sonraki Osmanlı padişahlarının kışlık yatak odasıydı. Hususi Dairenin iki büyük salonunu birbirine bağlıyan koridor üzerindeki bu oda, iki kapılı ve dört pencerelidir. Oda'da ******'ün yattığı bronz işleme bir ceviz karyola, gardrop ve komodin vardır. Oda, halılar, kanepe ve koltuklarla döşenmiştir. Duvarları, açık yeşil üzerine yıldızlar ve çiçeklerle süslü bir kağıtla kaplıdır. Ceviz karyola üzerende keten işlememe beyaz bir örtü, mavi bir yorgan vardır. Pencereleri atlas perdelidir.
******, Savorana yatında geçen rahatsızlık günlerinden sonra, 25/26 Temmuz 1938 günü saat dokuzu beş geçe, bu odada gözlerini yummuştu.
******'ün ölümünden sonra, Dolmabahçe Sarayı'nın bu tarihi odası, ******'ün yatak Odası olarak, olduğu gibi muhafaza edildi. Türk Milleti ile birlikte, sonsuz bir yas tutarak.
****** bilindiği gibi 1881 yılında Selanik'te doğmuştur. Onun, doğduğu, çocukluk ve gençlik günlerinin bir kısmını geçirdiği, memleketin hür bir idare rejimine kavuşması için arkadaşları ile birlikte karar verdiği tarihi ev bugün (****** Evi) adıyla müze olarak tanzim edilmiş ve ziyarete açılmıştır.
****** Evi bugünkü Selanik'in Aya Dimitriya mahallesinde ve Apostolu Pavlu caddesi üzerinde 75 numaradadır. Bitişiğinde Türk Konsolosluğu vardır.
Selanik'te ****** Evi, arşiv kayıtlarına göre, Selanik'in Koca Kasım Paşa mahallesi, Islahhane caddesi üzerindedir. Ev, bodrumu ile birlikte üç katlı ve bir avlu içerisindedir.
Selanik arşiv belgelerinden edinilen bilgilere göre, şimdi müze olan ****** Evi, 1870 yılından önce Rodoslu müderris Hacı Mehmed tarafından yaptırılmış olup önce İbrahim Zühdü adlı birisine, daha sonra da yine Selanik halkından Abdullah Ağa ve Eşi Ümmü Gülsüm'e satılmıştır. Bu kayıtlardan anlaşıldığına göre Ev, ******'ün babası Ali Rıza efendi tarafından inşa ettirilmemiş, sahiplerinden kiralanmıştır.
******'ün babası Ali Rıza Efendi, bilindiği gibi, bir süre Selanik Evkaf katipliğinde bulunmuş, gümrük memurluğu yapmış, 1876 yılında da Selanik "Asakir-i milliye taburunda birinci mülazım olarak görev almış, daha sonra serbest ticaret hayatına atılmıştır.
Selanik'in tanınmış ailelerinden Sarıgüllü Hacı Sofulardan Feyzullah Ağa'nın kızı Zübeyde Hanım'la 1878 yıllarına doğru evlenen Ali Rıza Efendi Kırmızı Hafız diye şöhret bulan babası Ahmed Efendi'nin (Subaşı) mahallesindeki evinden ayrılarak Koca Kasım Paşa mahallesindeki aslı vakıf olan şimdiki evi sahiplerinden kiralamış eşi ile birlikte bu eve taşınmışlardır. Ev o zamanlar, etrafı yüksek duvarlarla çevrili olup, harem ve selamlığı olan üç katlı tapu kayıtlarına göre ( Bir bab fekani oda ve bir divanhane ve bir tahtessema ve iki bab tahtani oda, bir çeşme bir miktar avlu) klasik, çıkartmalı bir evdi. Dış yüzü sıva üzerine pembe boyalı olup alt pencerelerine emir, üst pencerelerine de ahşap kafesler yapılmıştır. ****** 1881 yılında bu evin ikinci katındaki sol tarafa düşen ocaklı odada doğmuştu. Ali Rıza Efendi'nin 1888 yılında ölümünden sonra, genç yaşında dul kalan Zübeyde Hanım, oğlu küçük Mustafa (******) kızları Naciye ve Makbule, ile biraz da geçim masraflarını hafifletmek üzere, bu pembe evden taşınmışlar, yanındaki daha küçük bir eve nakletmişlerdir. Zaman zaman, çocukları ile birlikte kardeşi Hüseyin Ağa'nın çiftliğine giden Zübeyde Hanım bu sırada ******'ün ifadesiyle, iyi kalpli bir insan olan Ragıp Bey'le, bu küçük evde evlenmişlerdi. ******, babasının sağlığında, kısa bir süre devam ettiği Şemsi efendi mahalle okuluna Pembe evde başlamış, babasının ölümünden sonra, önce Selanik Mülkiye Rüşdiyesi'ne kaybolmuşken, sonra buradan ayrılarak 1893 yılında Selanik Askeri Rüşdiyesi'ne geçmiştir. 1896 yılında Manastır Askeri İdadisi'ne 1899 yılında da İstanbul'daki Harp Okulu'na başladıktan sonra, tatillerinde Selanik'e gelen ****** yine annesi ve kardeşleriyle bu küçük evde oturmuşlardır.
******, 1902 yılında Harp okulunu da bitirmiş, Kurmay sınıfına başlayarak 1905 yılı başlarında Kurmay Yüzbaşı olmuştur. Bu tarihten İkinci Meşrutiyetin ilan edildiği 1908 yılına kadar ******, vatan hizmetinde askerlik görevini yaparken, Şam'da bir kaç fikir arkadaşıyla 1906 da"Vatan ve Hürriyet" adını verdikleri gizli siyasi bir cemiyet kurmuşlardır. Ancak bu cemiyeti asıl Makedonya da faaliyete geçirmek istediğinden bir ara gizlice Selanik'e gitmiş ve orada arkadaşları ile birlikte bu cemiyetin şubesini kurmuştur. İkinci Meşrutiyetin ilanından evvel(1907) Selanik'te görev alan M. Kemal ******, ailesi ile birlikte bu evde oturmuş, birçok siyasi toplantılar bu evde yapılmıştır. Daha sonra Trablusgarp ve Balkan savaşlarının patlak vermesiyle Selanik'ten ayrılan ******'ün bundan sonraki hayatı artık mücadelelerle doludur.
******'ün annesi Zübeyde Hanım'a gelince, o da Selanik'te çok kalmamış, Balkan harbinden sonra birçok Türk aileleri gibi kızı Makbule(Atadan) ile birlikte Selanik'ten göçmüş. İstanbul'a gelerek Beşiktaş-Akaretlerde bir eve yerleşmiş, Milli Mücadele yıllarında da Ankara'ya gelmiştir. Ancak, Ankara'nın iklimi sağlığı için elverişli olmadığından Zaferden sonra İzmir'e gönderilmiş, 1923 yılında orada vefat etmiştir.
Balkan harbinden sonra, Selanik Yumanlıların elinde kalmış o güne kadar ******'ün annesi Zübeyde Hanım'ın oturduğu ev de Lozan antlaşması hükümlerince Yunan Hükümetine intikal etmiştir. Yunan Hükümeti de evi Yunanlı bir aileye satmıştır.
Cumhuriyet'in Onuncu yıl dönümü (29 Ekim 1933) dolayısıyla, Selanik Belediyesi, Türk-Yunan dostluğu ve Balkan Konferansının bir hatırası olarak, ******'ün doğduğu evin çift kanatlı kapısının sağ köşesine mermer bir plaka yerleştirmiştir. Plakanın üzerinde Türkçe, Elence ve Fransızca olarak şu ibare yazılıdır;
(Türk milletinin büyük müceddidi ve Balkan ittihadının müzahiri GAZİ MUSTAFA-KEMAL burada dünyaya gelmiştir. İş bu levha Türkiye Cumhuriyetinin onuncu yıldönümü münasebetiyle konulmuştur. Selanik, 29 Birinciteşrin 1933)
4 Kasım 1933 tarihinde Türkiye'nin Atina Elçisi ve elçilik mensupları Makedonya Genel Valisi, Selanik Belediye Başkanı ve Yunan ileri gelenlerinin katılmasıyla bir tören yapılmış, plaka bu törende yerine konmuştur. Selanik Belediyesi , daha sonra evin, Yunanlı sahibinden satın alarak ******'e hediye edilmesini de kararlaştırmış ev ancak 19 Şubat 1937 de boşaltılabilmiş ve anahtarları Selanik Konsolosluğumuza teslim edilmiştir.
Bu olaydan sonra, ****** Evi, Selanik'teki Türk Konsolosluğu'nun bakımına verilmiş ve evin zemin katında sonradan açılan dükkanlar kaldırılarak eski şekline getirilmiş, sonradan sarıya boyanan ev yine pembe renkle, boyanmış, çatısı aktarılarak onarılmıştır. 1950 yılında daha geniş çapta büyük onarım gören ****** Evi'nin (****** Müzesi) olarak tanzimi düşünülmüş ve bu konuda Dışişleri Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı çalışmalara başlamıştır.
****** Evi'nin tanzim ve teşhiri konusunda fikirlerini almak üzere milli Eğitim Bakanlığınca bazı kişilere baş vurulmuş gerekli eşya İstanbul Dolmabahçe ve Topkapı Saraylarından seçilerek Selanik'e gönderilmiştir. Böylelikle Evin bütün odaları eski şekline göre ayrı ayrı değerlendirilmiş 10 Kasım 1953 günü törenle ziyarete açılmıştır.
Bugün Müze olarak ziyarete açık bulunan Selanik'teki ****** Evi, Selanik Başkonsolosluğumuzun da bulunduğu etrafı duvar parmaklıklarla çevrili bir bahçenin ana caddeye bakan köşesi üzerindedir. Ev üzeri tuğla çatılı, çıkartmalı, eski Türk evleri tipinde ve zemini ile birlikte üç katlıdır. Zemin kat üzerindeki birinci ve ikinci katlar dikdörtgen şeklinde kafesli pencerelerden ışık almaktadır. Eve caddeye açılan çift kanatlı kapısından girilir.
a)Zemin Kat: Kapıdan tuğla döşemeli bir hole girilir. Sağdaki birinci oda, kiler, ikincisi mutfaktır. Kilerde mutfak eşyaları (Bakır kaplar, toprak testiler, çömlekler, balta, havan ve küpler, sandıklar) teşhir edilmektedir. Mutfakta dolap ve raflar vardır. Soldaki birinci oda (Hizmetçi odası), ikinci oda (Merdivenli Sofa) dır. Buradan birinci kata çıkılır.
b)Birinci Kat: Buraya bahçedeki çıkartma taş merdivenle girildiği gibi zemin kattaki merdivenli Sofadan da girilmektedir. Girişte ahşap tavanlı geniş sofa vardır. Sofanın bahçeye bakan atlas perdeli üç penceresi önünde yastık ve işlemeli yaygılarla döşenmiş bir sediri bulunmaktadır. Sofanın orasında yuvarlak ahşap bir masa durmaktadır. Sofanın bahçe girişinde, sağda (Misafir odası) ve bu odadan geçilen küçük bir (Sandık odası) bulunmaktadır. Misafir odası, kadife koltuk ve kanepeler, atlas perde, aynalı komodin, bakır mangal ve sehpalarla döşenmiştir. Duvarda ibrişim işleme bir yazı levhası, bir duvar saati asılıdır.
Soldaki birinci küçük oda (mutfak) tır. Burada ocaklar ve çeşitli mutfak eşyaları yer almaktadır. İkinci oda Yatak odasıdır. Odanın bir köşesinde , çift kişilik demir bir karyola bulunmaktadır. Yatağın baş uçundaki duvarda, gümüş kılaptanlı, kırmızı atlas cüz kasesi içerisinde bir Kur'an-ı Kerim ve bir levha asılı, Levhada Fetih Süresinin ilk ayeti olan (inna fetehnaleke fethan mübina) yazılı. Karyolanın önünde pirinç bir mangal, caddeye, bakan atlas perdeli pencereler boyunca da döşenmiş bir sedir bulunmaktadır.
c)İkinci Kat: Birinci katın sandık odası bitişiğindeki merdivenli sofadan ikinci kata çıkılır. Buradaki sedirli sofa da birinci kat sofasının aynı olup yalnız daha küçüktür. Girişte sağdaki alçı işleme tavanlı oda (çalışma odası) olarak yarılmıştır. ******'ün doğduğu bu odada, ******'ün tunç bir büstü ile, bir yazı masası, pirinç mangal, koltuklar yer almaktadır. Duvarlarda ******'le ilgili levha ve tabaklar asılıdır. Sağdaki (Yatak odası) ****** Müzesi haline getirilmiştir. Vitrinlerde ******'ün kullandığı elbiseler ve şahsi eşyaları görülür. ******'ün hayatına ait fotoğraflarla, okul çağlarına ait belgeler sıralanmış, bir de küçük ****** kitaplığı kurulmuştur. Yatak odasının bitişiğinde tahta parmaklıklı bir teras mevcuttur.
Selanik'teki ****** Evi, 1966 yılında bu kitabın yazarı tarafından yerinde ve yeniden düzenlenmiştir. Son onarımı, düzenleme ve sergilemesi 1981 yılında yapılmıştır.
İSTANBUL - DOLMABAHÇE SARAYINDA ATATÜRK'ÜN ÖLDÜĞÜ ODA
Dolmabahçe Sarayı'nda Muayede Salonundan sonra geçilen ve bu gün (Hususi Daire) adıyla tanınan bölümün denize bakan yönündeki dördüncü oda, ******'ün hayata gözlerin kapadığı tarihi bir oda olarak, bütün eşyasıyla bir müze halindedir. Bu oda, Abdülmecid ve daha sonraki Osmanlı padişahlarının kışlık yatak odasıydı. Hususi Dairenin iki büyük salonunu birbirine bağlıyan koridor üzerindeki bu oda, iki kapılı ve dört pencerelidir. Oda'da ******'ün yattığı bronz işleme bir ceviz karyola, gardrop ve komodin vardır. Oda, halılar, kanepe ve koltuklarla döşenmiştir. Duvarları, açık yeşil üzerine yıldızlar ve çiçeklerle süslü bir kağıtla kaplıdır. Ceviz karyola üzerende keten işlememe beyaz bir örtü, mavi bir yorgan vardır. Pencereleri atlas perdelidir.
******, Savorana yatında geçen rahatsızlık günlerinden sonra, 25/26 Temmuz 1938 günü saat dokuzu beş geçe, bu odada gözlerini yummuştu.
******'ün ölümünden sonra, Dolmabahçe Sarayı'nın bu tarihi odası, ******'ün yatak Odası olarak, olduğu gibi muhafaza edildi. Türk Milleti ile birlikte, sonsuz bir yas tutarak.
En son GGamze tarafından C.tesi Eyl. 20, 2008 12:32 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
GGamze- Forumun Şekeri
- Mesaj Sayısı : 802
Yaş : 35
Nerden : edirne
Hobiler : sınıf öğretmeni adayı
Özel Başlık : ... Suskunluğum / tek suçum ...
Kayıt tarihi : 22/08/08
Geri: ****** müzeleri
Adana ****** ve Kültür Merkezi
Adana - ****** ve Kültür Müzesi, Eski Suphi paşa konağında 1982 yılında düzenlenerek ziyarete açılmıştır.
****** büyük zaferden sonra, Baş komutan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak Güney Anadolu'ya ilk gezisini 1923 yılı Mart ayının ortalarında yaptı. Yanında, bir buçuk ay önce İzmir'de evlendiği eşi latife hanım, bazı milletvekilleri ve Yaverleri de vardı. 13 Mart 1923 günü Ankara'dan kalkan özel tren Konya'da kısa bir duraklamadan sonra, 15 Mart 1923 günü Adana İstasyonuna girdi.
Adana, Adana olalı böyle bir Karaballığı bir arada görmemişti. Şehir bayrakla donatılmış, ******'ün geçeceği caddeler taklar kurulmuş halılar serilmişti. İstasyondaki karşılama töreninden sonra, ****** doğruca hükümet konağına buradan da, kendisi için hazırlanan Suphi Paşa konağa gitti.
****** evi eşi Latife hanım, Suphi Paşa konağında iki gece konuk oldular. Bu konak, Adana'da Seyhan nehri kıyısında, Eski Köprü ile yeni köprü arasındaydı. 1982 yılında Reji dairesi ve lojman olarak yaptırılmıştı. 1902 yılında Adanalı Suphi Paşa, Konağı satın alarak bazı odalar eklenmişti. ******'ün Adana'ya geleceği öğrenilir öğrenilmez, Adana Belediye başkanı Ali Münif (yegane) onun kalabileceği en uygun yer olarak bu konağı seçmişti. Nitekim ****** 13 Ocak 1925 de Adana'ya tekrar geldiği zaman, yine bu eve misafir edilmişti. Artık, bundan sonra Suphi Paşa Konağı ****** evi olarak tanınıyordu.
Bugün ****** ve Kültür müzesi olarak düzenlenen Konağın, nehre bakan kemerli bir kapısından içeri girilir. Buradan selamlık adı verilen geniş bir salona geçilir. Alt katın üç odası, kiler ve mutfakları vardır. Salondaki bir merdivenle üst kata çıkılır. Üst katta büyük bir salon, odalar haremlik v.s. vardır. ******, Konağın kuzeyindeki caddeye bakan yönünde ve köşede bulunan cumbalı odada yatmış, bitişiğindeki odayı da çalışma odası olarak kullanmıştır. Konağın bu yönde ikinci bir giriş kapısı bulunmaktadır.
Üzeri tuğla çatı ile örtülü Suphi Paşa Konağı (****** evinin) güneyinde, havuzlu geniş bir bahçesi bulunmaktadır.
Afyon ****** Karargahı
Afyon'da ****** Karargahı :
Afyon'da ****** Karargahı, bugün Emniyet Müdürlüğü olarak kullanılan eski Belediye Binasıdır. Bir odası (zafer odası) olarak düzenlenmiştir.
Ankara'da ilk Büyük Millet Meclisinin açılışından hemen sonra, ******, milli bir ordunun kurulması ve vatanın düşmandan temizlenmiş yolunda çalışmalara başlamış, bu amaçla Batı Cephesi Komutanlığını kurmuştur. ****** bu cepheyi denetlemek üzere, bir heyetle 6 Ağustos 1920 de Afyon'a, buradan da Kütahya ve Eskişehir'e gelmiş, dönüşte, 28 Ağustos 1920 de yine Afyon'a uğramıştır. Kurtuluş Savaşı'nda, Büyük zafer'den üç gün önce, 27 Ağustos 1922 günü Afyon'daki Karargahına gelmiş Büyük Zafer'e kadar çalışmaları buradan idare etmiştir. ******, Büyük Zaferden ve Cumhuriyetin ilanından sonra 9 kez daha Afyon'a gelmiş, bu gelişlerinde Karargahta gecelediği günlerin anıların tazelemiş ve Karargahını ziyaret etmiştir.
Afyon-****** Karargahı, bugün Afyon'da Hükümet Konağı karşısında, Şehir Parkıyla ****** Anıtının yanındadır. Bina, 1913 yılında belediye olarak yaptırılmıştır. İki katlıdır. Kemerli bir kapıdan geniş bir salona girilir. Salona açılan sağ baştaki oda, Zafer Odası olarak düzenlenmiştir. Odada, ******'ün kullandığı 1 masa, 3 koltuk, 3 kanepe, 3 sandalye, 2 sehpa, avize ve perdeler bulunmaktadır. Duvarlarda, ******'ü Kocatepe'de gösteren yağlıboya tablo, Zaferle ilgili fotoğraflar asılıdır. Masa üzerinde bir ****** büstü vardır.
****** Karargahı, 1935 yılına kadar Belediye Dairesi olarak kullanıldıktan sonra, kiraya verilmiş, 1963 yılında Afyon Emniyet Müdürlüğüne devredilmiştir.
Şuhut'ta ****** Karargahı :
******, Büyük Taarruz emrini verdikten sonra, 24 Ağustos 1922 günü-Akşehir'den Afyon İli Şuhut İlçesine gelmiş, Yalı Mahallesindeki Hacıveli oğullarına ait bir evi, geçici karargah olarak kullanmıştır. O günün akşamı, arkadaşları ile birlikte bu evde bir toplantı yapan ******, taarruz planların gözden geçirmiş, geç saatlere kadar süren toplantıdan sonra odasına çekilmiştir. Burada birkaç saat dinlenen ve uyuyan ******, sabaha karşı Kocatepe'ye hareket etmiş, 26 Ağustos 1922 günü saat 5. 30'da topçu ateşiyle büyük taarruzu başlatmıştır.
Adana - ****** ve Kültür Müzesi, Eski Suphi paşa konağında 1982 yılında düzenlenerek ziyarete açılmıştır.
****** büyük zaferden sonra, Baş komutan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak Güney Anadolu'ya ilk gezisini 1923 yılı Mart ayının ortalarında yaptı. Yanında, bir buçuk ay önce İzmir'de evlendiği eşi latife hanım, bazı milletvekilleri ve Yaverleri de vardı. 13 Mart 1923 günü Ankara'dan kalkan özel tren Konya'da kısa bir duraklamadan sonra, 15 Mart 1923 günü Adana İstasyonuna girdi.
Adana, Adana olalı böyle bir Karaballığı bir arada görmemişti. Şehir bayrakla donatılmış, ******'ün geçeceği caddeler taklar kurulmuş halılar serilmişti. İstasyondaki karşılama töreninden sonra, ****** doğruca hükümet konağına buradan da, kendisi için hazırlanan Suphi Paşa konağa gitti.
****** evi eşi Latife hanım, Suphi Paşa konağında iki gece konuk oldular. Bu konak, Adana'da Seyhan nehri kıyısında, Eski Köprü ile yeni köprü arasındaydı. 1982 yılında Reji dairesi ve lojman olarak yaptırılmıştı. 1902 yılında Adanalı Suphi Paşa, Konağı satın alarak bazı odalar eklenmişti. ******'ün Adana'ya geleceği öğrenilir öğrenilmez, Adana Belediye başkanı Ali Münif (yegane) onun kalabileceği en uygun yer olarak bu konağı seçmişti. Nitekim ****** 13 Ocak 1925 de Adana'ya tekrar geldiği zaman, yine bu eve misafir edilmişti. Artık, bundan sonra Suphi Paşa Konağı ****** evi olarak tanınıyordu.
Bugün ****** ve Kültür müzesi olarak düzenlenen Konağın, nehre bakan kemerli bir kapısından içeri girilir. Buradan selamlık adı verilen geniş bir salona geçilir. Alt katın üç odası, kiler ve mutfakları vardır. Salondaki bir merdivenle üst kata çıkılır. Üst katta büyük bir salon, odalar haremlik v.s. vardır. ******, Konağın kuzeyindeki caddeye bakan yönünde ve köşede bulunan cumbalı odada yatmış, bitişiğindeki odayı da çalışma odası olarak kullanmıştır. Konağın bu yönde ikinci bir giriş kapısı bulunmaktadır.
Üzeri tuğla çatı ile örtülü Suphi Paşa Konağı (****** evinin) güneyinde, havuzlu geniş bir bahçesi bulunmaktadır.
Afyon ****** Karargahı
Afyon'da ****** Karargahı :
Afyon'da ****** Karargahı, bugün Emniyet Müdürlüğü olarak kullanılan eski Belediye Binasıdır. Bir odası (zafer odası) olarak düzenlenmiştir.
Ankara'da ilk Büyük Millet Meclisinin açılışından hemen sonra, ******, milli bir ordunun kurulması ve vatanın düşmandan temizlenmiş yolunda çalışmalara başlamış, bu amaçla Batı Cephesi Komutanlığını kurmuştur. ****** bu cepheyi denetlemek üzere, bir heyetle 6 Ağustos 1920 de Afyon'a, buradan da Kütahya ve Eskişehir'e gelmiş, dönüşte, 28 Ağustos 1920 de yine Afyon'a uğramıştır. Kurtuluş Savaşı'nda, Büyük zafer'den üç gün önce, 27 Ağustos 1922 günü Afyon'daki Karargahına gelmiş Büyük Zafer'e kadar çalışmaları buradan idare etmiştir. ******, Büyük Zaferden ve Cumhuriyetin ilanından sonra 9 kez daha Afyon'a gelmiş, bu gelişlerinde Karargahta gecelediği günlerin anıların tazelemiş ve Karargahını ziyaret etmiştir.
Afyon-****** Karargahı, bugün Afyon'da Hükümet Konağı karşısında, Şehir Parkıyla ****** Anıtının yanındadır. Bina, 1913 yılında belediye olarak yaptırılmıştır. İki katlıdır. Kemerli bir kapıdan geniş bir salona girilir. Salona açılan sağ baştaki oda, Zafer Odası olarak düzenlenmiştir. Odada, ******'ün kullandığı 1 masa, 3 koltuk, 3 kanepe, 3 sandalye, 2 sehpa, avize ve perdeler bulunmaktadır. Duvarlarda, ******'ü Kocatepe'de gösteren yağlıboya tablo, Zaferle ilgili fotoğraflar asılıdır. Masa üzerinde bir ****** büstü vardır.
****** Karargahı, 1935 yılına kadar Belediye Dairesi olarak kullanıldıktan sonra, kiraya verilmiş, 1963 yılında Afyon Emniyet Müdürlüğüne devredilmiştir.
Şuhut'ta ****** Karargahı :
******, Büyük Taarruz emrini verdikten sonra, 24 Ağustos 1922 günü-Akşehir'den Afyon İli Şuhut İlçesine gelmiş, Yalı Mahallesindeki Hacıveli oğullarına ait bir evi, geçici karargah olarak kullanmıştır. O günün akşamı, arkadaşları ile birlikte bu evde bir toplantı yapan ******, taarruz planların gözden geçirmiş, geç saatlere kadar süren toplantıdan sonra odasına çekilmiştir. Burada birkaç saat dinlenen ve uyuyan ******, sabaha karşı Kocatepe'ye hareket etmiş, 26 Ağustos 1922 günü saat 5. 30'da topçu ateşiyle büyük taarruzu başlatmıştır.
'aSLiFatiH66~- Forumun Polisi
- Mesaj Sayısı : 7940
Yaş : 26
Nerden : YozGat <3
Hobiler : YozGatLım'ı duŞunMéK .
Lakap : ~FatıHaSLı.
Özel Başlık : Son déFa 1TanéM.
koLLaRıma aLayımm..
SON DEFA Séwdıcéqım..
qözLéRınéé daLaayım..
SON DEFA.
YaLwaRıRım .
N'ooLuRrrr !! :/
Kayıt tarihi : 24/08/08
Geri: ****** müzeleri
htcdln demiş ki:paylaşım için sağol!:D
Önemli değil.
Ankara - Alagöz Karargah Müzesi
Sakarya Savaşı'nda düşmanın Polatlı yakınlarına kadar ilerlemesi üzerine Batı Cephesi Komutanlığı,
Ankara-Polatlı arasındaki Alagöz Köyü'nü Cephe Karargâhı olarak seçmiştir.
Bu köyün halkından, Türkoğlu Ali Ağa'ya ait çiftlik evi karargâh olarak kullanılmıştır.
Sakarya Savaşı'nın bitiminde bina, sahipleri olan Ali Türkoğlu ve oğulları
tarafından 1965 yılına kadar ev olarak kullanılmıştır. 1965 yılında varisleri
tarafından Milli Eğitim Bakanlığı'na devredilmiştir. 1967 yılında, Eski
Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü'ne bağlı olan Anıtkabir Müze
Müdürlüğü'ne devredilen binanın, restorasyonu yapılarak müze haline
getirilmiştir.
10 Kasım 1968 tarihinde sadece üst katı tanzim edilerek teşhire açılmış,
alt kat odaları ise 1983 yılında yapılan yeni bir düzenlemeyle teşhire açılmıştır.
Bina iki katlıdır ve, Giysi Odası, Kitaplık ve Hatıra Eşya Odası, Zabitan
Yemek Odası, Mutfak, Muhabere Odası, Başkumandanlık Odası, Kurmay
Heyeti Odası, Dinlenme Odası, Yaveler Odası, ******'ün Yatak Odası,
******'ün Yemek Odası ve Hizmet Eri Odası olmak üzere 12 odadan
oluşmaktadır.
'aSLiFatiH66~- Forumun Polisi
- Mesaj Sayısı : 7940
Yaş : 26
Nerden : YozGat <3
Hobiler : YozGatLım'ı duŞunMéK .
Lakap : ~FatıHaSLı.
Özel Başlık : Son déFa 1TanéM.
koLLaRıma aLayımm..
SON DEFA Séwdıcéqım..
qözLéRınéé daLaayım..
SON DEFA.
YaLwaRıRım .
N'ooLuRrrr !! :/
Kayıt tarihi : 24/08/08
Geri: ****** müzeleri
FLORYA ATATÜRK DENİZ KÖŞKÜ
Arkan'ın sıradışı tasarımı Türkiye'deki modern mimarlığın en önemli örneklerinden birini teşkil etmesinin yanısıra, yeni mimari dilin Mustafa Kemal yönetimindeki yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin sosyo-kültürel modernleştirme idealleriyle ilişkilendiği dönemin sembollerinden biri olmuştur. Tek katlı yapı, büyük kazıklar üzerinde yer almaktadır ve kıyıya 90 metre uzunluğunda bir köprüyle bağlanır. Özel olarak tasarlanmış malzeme ve bağlantı parçaları ile yapımı 48 günde tamamlanmış ahşap bir binadır.
L-biçimli plan şeması, yaşam ve servis alanlarının birbirinden fonksiyonel olarak ayrılışını yansıtmaktadır. İhtiyaç programı Mustafa Kemal'in yaşamının son yıllarında gereksinim duyduğu özel bakım gözönünde bulundurularak oluşturulmuştur. Florya halk plajının hemen yanında konumlanışı, binanın yeni yaygınlaşan denize girme eylemini vurgulamasına neden olurken, Mustafa Kemal'in de halka yakın kalmasını sağlamıştır. Yapı geniş çaplı bir yenilemeye maruz kalmış ve bir kısmı betonarme olarak değiştirilmiştir. Bugün, müze olarak kullanılmaktadır.
ALINTIDIR...
Arkan'ın sıradışı tasarımı Türkiye'deki modern mimarlığın en önemli örneklerinden birini teşkil etmesinin yanısıra, yeni mimari dilin Mustafa Kemal yönetimindeki yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin sosyo-kültürel modernleştirme idealleriyle ilişkilendiği dönemin sembollerinden biri olmuştur. Tek katlı yapı, büyük kazıklar üzerinde yer almaktadır ve kıyıya 90 metre uzunluğunda bir köprüyle bağlanır. Özel olarak tasarlanmış malzeme ve bağlantı parçaları ile yapımı 48 günde tamamlanmış ahşap bir binadır.
L-biçimli plan şeması, yaşam ve servis alanlarının birbirinden fonksiyonel olarak ayrılışını yansıtmaktadır. İhtiyaç programı Mustafa Kemal'in yaşamının son yıllarında gereksinim duyduğu özel bakım gözönünde bulundurularak oluşturulmuştur. Florya halk plajının hemen yanında konumlanışı, binanın yeni yaygınlaşan denize girme eylemini vurgulamasına neden olurken, Mustafa Kemal'in de halka yakın kalmasını sağlamıştır. Yapı geniş çaplı bir yenilemeye maruz kalmış ve bir kısmı betonarme olarak değiştirilmiştir. Bugün, müze olarak kullanılmaktadır.
ALINTIDIR...
Whisper- Forumun Polisi
- Mesaj Sayısı : 2368
Yaş : 29
Nerden : in Istanbul/Turkey
Özel Başlık : .
.
.
||
Kayıt tarihi : 25/10/08
Geri: ****** müzeleri
Adana - ****** Müzesi
Müze binası, Seyhan Caddesi üzerinde 19.yy. da yapılmış geleneksel Adana evlerindendir. İki katlı, çıkmalı, kırma çatılı, kâgir bir yapıdır. Bu özellikleri nedeniyle yapı Bakanlıkça "Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı" olarak tescil edilmiş ve koruma altına alınmıştır. 15 Mart 1923'te ****** eşi ile birlikte Adana'ya geldiğinde, Ramazanoğulları'ndan Suphi Paşa'ya ait olan bu binada ağırlanmışlardır. Bina ****** Bilim ve Kültür Müzesi Koruma ve Yaşatma Derneği'nce zamanın Kolordu Komutanı Bedrettin Demirel'in önderliği ve halkın yardımıyla kamulaştırılıp restorasyonu yapılmış ve 1981 yılında Müze Müdürlüğü'ne bağlı bir müze olarak hizmete açılmıştır.
******'ün Adana'ya gelişi her yılın 15 Martında resmî törenle bu binada kutlanmaktadır.
Alt Kat
Çalışma Odası: Kurtuluş Savaşı sırasında ve sonraki yıllarda çıkan yerel gazetelerden Yeni Adana, Türk Sözü, Çukurova, Dirlik gazetelerinin yer aldığı bölümdür.
Kütüphane: Osmanlıca ve Türkçe (Latin harfleriyle) yazılı 2000'e yakın kitap vardır. Kitapların çoğu bağış yoluyla sağlamıştır.
Üst Kat
Sofa: Emekli subay Nevzat Duruak tarafından yapılmış olan ******'ün mumdan heykeli yer almaktadır.
Yatak Odası: Pirinç karyola, sim işlemeli yatak, masa örtüsü, ayrıca Maraş işi iki koltuk ve elbise dolabı bulunmaktadır.
Çalışma Odası: Maraş işi koltuk, masa, sandalye, telefon, dolap ve ******' ün portresi bulunmaktadır.
Basın Odası: Vitrin içerisinde Yeni Adana Gazetesi'nin ciltlenmiş Pozantı nüshaları ve çalışanlarının çerçeveli resimleri bulunmaktadır.
Mücahitler Odası: Gani Girici'nin ve bazı mücahitlerin portreleri, Gani Girici' ye ait madalya ve ******'ün ölüm anına, 9:05'e ayarlanarak durdurulmuş bir saat bulunmaktadır.
Oturma Odası: Cevizden sandalye, nargile, madeni mangal, kilim ve halılar bulunmaktadır.
Hatay Odası: ****** Adana'ya geldiğinde, Ayşe Fıtnat hanımın başkanlığında bir grup Fransız işgalindeki Hatay'dan gelerek ******' ün huzuruna çıkmış ve ona siyah gül hediye etmiştir. Buna karşılık, ****** de "Kırk asırlık Türk yurdu düşman elinde kalamaz." demiştir. Bu olayı anlatmak için mankenler konmuştur. Ayrıca ceviz oymalı sehpa, Türk bayrağı ve Hatay'dan gelen heyetin çeşitli boylarda fotoğrafları bulunmaktadır.
Silah Odası: Cins ve ebatları değişik tüfekler, tabancalar, paşa apoleti, ******' ün doğduğu evin maketi, Anıtkabir'e Osmaniye'den giden taşın numunesi ve vitrin içerisinde çeşitli yıllara ait madeni paralar bulunmaktadır.
Yaver Odası: ******'ün yaverinin kaldığı oda içerisinde pirinç karyola, sim ve gümüş işlemeli yatak örtüsü, ceviz kaplamalı elbise dolabı, madeni ibrik ve leğen bulunmaktadır.
Kuva-yi Milliye Odası: ******, İsmet İnönü ve Kuva-yi Milliye döneminde emeği geçen ve Kuva-yi Milliye hareketini başlatanların büstleri bulunmaktadır.
****** Müzesi pazartesi günleri hariç diğer günler ziyarete açıktır. Türk öğrenci ve askerleri müzeyi ücretsiz olarak ziyaret etmektedirler.
[ALINTIDIR]
Müze binası, Seyhan Caddesi üzerinde 19.yy. da yapılmış geleneksel Adana evlerindendir. İki katlı, çıkmalı, kırma çatılı, kâgir bir yapıdır. Bu özellikleri nedeniyle yapı Bakanlıkça "Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı" olarak tescil edilmiş ve koruma altına alınmıştır. 15 Mart 1923'te ****** eşi ile birlikte Adana'ya geldiğinde, Ramazanoğulları'ndan Suphi Paşa'ya ait olan bu binada ağırlanmışlardır. Bina ****** Bilim ve Kültür Müzesi Koruma ve Yaşatma Derneği'nce zamanın Kolordu Komutanı Bedrettin Demirel'in önderliği ve halkın yardımıyla kamulaştırılıp restorasyonu yapılmış ve 1981 yılında Müze Müdürlüğü'ne bağlı bir müze olarak hizmete açılmıştır.
******'ün Adana'ya gelişi her yılın 15 Martında resmî törenle bu binada kutlanmaktadır.
Alt Kat
Çalışma Odası: Kurtuluş Savaşı sırasında ve sonraki yıllarda çıkan yerel gazetelerden Yeni Adana, Türk Sözü, Çukurova, Dirlik gazetelerinin yer aldığı bölümdür.
Kütüphane: Osmanlıca ve Türkçe (Latin harfleriyle) yazılı 2000'e yakın kitap vardır. Kitapların çoğu bağış yoluyla sağlamıştır.
Üst Kat
Sofa: Emekli subay Nevzat Duruak tarafından yapılmış olan ******'ün mumdan heykeli yer almaktadır.
Yatak Odası: Pirinç karyola, sim işlemeli yatak, masa örtüsü, ayrıca Maraş işi iki koltuk ve elbise dolabı bulunmaktadır.
Çalışma Odası: Maraş işi koltuk, masa, sandalye, telefon, dolap ve ******' ün portresi bulunmaktadır.
Basın Odası: Vitrin içerisinde Yeni Adana Gazetesi'nin ciltlenmiş Pozantı nüshaları ve çalışanlarının çerçeveli resimleri bulunmaktadır.
Mücahitler Odası: Gani Girici'nin ve bazı mücahitlerin portreleri, Gani Girici' ye ait madalya ve ******'ün ölüm anına, 9:05'e ayarlanarak durdurulmuş bir saat bulunmaktadır.
Oturma Odası: Cevizden sandalye, nargile, madeni mangal, kilim ve halılar bulunmaktadır.
Hatay Odası: ****** Adana'ya geldiğinde, Ayşe Fıtnat hanımın başkanlığında bir grup Fransız işgalindeki Hatay'dan gelerek ******' ün huzuruna çıkmış ve ona siyah gül hediye etmiştir. Buna karşılık, ****** de "Kırk asırlık Türk yurdu düşman elinde kalamaz." demiştir. Bu olayı anlatmak için mankenler konmuştur. Ayrıca ceviz oymalı sehpa, Türk bayrağı ve Hatay'dan gelen heyetin çeşitli boylarda fotoğrafları bulunmaktadır.
Silah Odası: Cins ve ebatları değişik tüfekler, tabancalar, paşa apoleti, ******' ün doğduğu evin maketi, Anıtkabir'e Osmaniye'den giden taşın numunesi ve vitrin içerisinde çeşitli yıllara ait madeni paralar bulunmaktadır.
Yaver Odası: ******'ün yaverinin kaldığı oda içerisinde pirinç karyola, sim ve gümüş işlemeli yatak örtüsü, ceviz kaplamalı elbise dolabı, madeni ibrik ve leğen bulunmaktadır.
Kuva-yi Milliye Odası: ******, İsmet İnönü ve Kuva-yi Milliye döneminde emeği geçen ve Kuva-yi Milliye hareketini başlatanların büstleri bulunmaktadır.
****** Müzesi pazartesi günleri hariç diğer günler ziyarete açıktır. Türk öğrenci ve askerleri müzeyi ücretsiz olarak ziyaret etmektedirler.
[ALINTIDIR]
Misafir- Misafir
Geri: ****** müzeleri
****** köşkü (TRABZON)
Trabzon’un Soğuksu tepesinde( merkezden 8 km ) çam ağaçlarıyla çevrili bir bahçe içerisinde yer alır .Art Nouveu tarzındaki zarif konak kentin ileri gelenlerinden Konstantin Kapogiannidis için yapılmıştır . Yapının inşaatı 1903 yılında tamamlanmıştır . Sahibi ailesiyle birlikte mübadele zamanı (1923) Yunanistan’a gitmiştir .
****** ilk kez 15-17 Eylül 1924 tarihinde Trabzon’u ziyaretinde Belediye ve Genel müfettişliğe uğradıktan sonar Soğuksu çevresine otomobille kısa bir gezintide bukunmuş ve bu gerzinti sırasında , Köşkü group orada bir sure dinlenmiştir .
****** Trabzon’a ikinci gelişinde 26-29 Kasım 1930 tarihinde gelişlerindede bu köşkte ağırlanmıştır .****** köşkü beğendiğini söyleyince ,Trabzonlular onu kendisine hediye etmeyi düşünmüşler , Trabzon ili özel idaresi Hazineden 2 Mayıs 1931’de köşkü satınalmış ; il daimi encümeni kararıyla 18.5.1931 tarih ve 361 sayılı kararla ******’e hediye edilmiştir .
******’ün Trabzona üçüncü ve son gelişi 10-11 Haziran 1937 tarihinde gerçekleşmiş olup , ziyaretleri sırasında kendileri için düzenlenen köşkte ağırlanmışlardır .******’ün ölümünden sonar köşk kızkardeşi Makbule Boysan’a intikal etmiş ,17.4.1943 tarihinde ,Trabzon belediyesince istimlak edilmiştir .Bugün ise ****** köşkü ( Belediye Halk Müzesi ) olarak kullanılmaktadır .
Trabzon’un Soğuksu tepesinde( merkezden 8 km ) çam ağaçlarıyla çevrili bir bahçe içerisinde yer alır .Art Nouveu tarzındaki zarif konak kentin ileri gelenlerinden Konstantin Kapogiannidis için yapılmıştır . Yapının inşaatı 1903 yılında tamamlanmıştır . Sahibi ailesiyle birlikte mübadele zamanı (1923) Yunanistan’a gitmiştir .
****** ilk kez 15-17 Eylül 1924 tarihinde Trabzon’u ziyaretinde Belediye ve Genel müfettişliğe uğradıktan sonar Soğuksu çevresine otomobille kısa bir gezintide bukunmuş ve bu gerzinti sırasında , Köşkü group orada bir sure dinlenmiştir .
****** Trabzon’a ikinci gelişinde 26-29 Kasım 1930 tarihinde gelişlerindede bu köşkte ağırlanmıştır .****** köşkü beğendiğini söyleyince ,Trabzonlular onu kendisine hediye etmeyi düşünmüşler , Trabzon ili özel idaresi Hazineden 2 Mayıs 1931’de köşkü satınalmış ; il daimi encümeni kararıyla 18.5.1931 tarih ve 361 sayılı kararla ******’e hediye edilmiştir .
******’ün Trabzona üçüncü ve son gelişi 10-11 Haziran 1937 tarihinde gerçekleşmiş olup , ziyaretleri sırasında kendileri için düzenlenen köşkte ağırlanmışlardır .******’ün ölümünden sonar köşk kızkardeşi Makbule Boysan’a intikal etmiş ,17.4.1943 tarihinde ,Trabzon belediyesince istimlak edilmiştir .Bugün ise ****** köşkü ( Belediye Halk Müzesi ) olarak kullanılmaktadır .
kuzuucuumm- Mesaj Sayısı : 78
Yaş : 26
Nerden : maleseff ankara :(((
Hobiler : rihanna ve saçma olan şey...
Özel Başlık : çιℓєк ƒσяυмυη ιℓк νє тєк яιнαηηα αşığı...
Kayıt tarihi : 18/10/08
Geri: ****** müzeleri
..KİLİT..
mLdy.~- Forumun Polisi
- Mesaj Sayısı : 1885
Yaş : 30
Nerden : Texas
Hobiler : sitelerimle uğraşmak..
Lakap : o her zaman meşgul !
Özel Başlık : ARTIK GİDİYORUM..
VEDA EDİYORUM SİZLERE..
SİZLERİ SEVİYORUM.
BENİ UMUTMAYIN..!
Geçen seferde gitcem demiştim. Fakat gitmemiştim. Bunun nedeni özel mesajlarınızdı..
Teşekkürler.. Ben Yok'um Artık...
Kayıt tarihi : 11/11/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz